Dimmu Borgir, 1993 yilinda Shagrath, Silenoz ve Tjodalv tarafindan kurulmus Norveçli melodik black metal grubudur. Adi "karanlik kale" anlamina gelmektedir. Brynjard Tristan’in basçi, Stian Aarstad’in da klavyeci olarak katilmasiyla tam anlamiyla dogmus olan Dimmu Borgir; Emperor, Cradle Of Filth ve Kreator kadar basarili, kaliteli bir topluluktur.
Agresif gitarlar, yikici davullar, dinleyenin tüylerini diken diken eden yirtici, melodik ve operatik vokaller, ürkütücü klavye melodileri, müthis bir ahenk... Iste Norveçli grubun müzigini böyle tanimlayabiliriz. 80’lerin black ve heavy metal etkilerini tasiyan Dimmu Borgir, Wagner ve Dvorak gibi klasik müzik bestecilerinden de etkilenmistir.
Topluluk, piyasaya, 1994’te Necromantic Gallery Productions’dan çikardiklari "Inn I Evighetens Morke" adli çalismalariyla girdiler. Albüm büyük ilgi gördü ve birkaç haftada yüksek satis rakamlarina ulasti. Black metal çevresinde artik adlari duyulmustu. Ve ayni yil "For All Tid" isimli ilk uzun albümlerini hazirladilar. Yavas, karamsar ve atmosferik bir kayitti bu. Albümde Dødheimsgard’dan ldrahnand’a, Ved Buens Ende’den Vicotnik’e kadar birçok ismin yardimlari vardi. Shagrath davul ve vokallerde (ve besinci sarkida gitarda), Silenoz gitar ve vokallerde, Tjodalv gitarda, Tristan basta, Aarstad ise klavyede ve efektlerde sarkilari icra eden isimlerdi.
Dimmu Borgir, 2000 yilinin Mart ayinda yeni albüm kayitlari için Abyss sütüdyosuna girmeyi planliyordu ama bu gerçeklesmedi. Çünkü yeni materyali tamamlamak için zamana ihtiyaçlari vardi. Finansal problemler söz konusuydu, Nick hala Ingiltere’de yasiyordu ve her istediginde Norveç’e gelmesi mümkün degildi. Kisisel sorunlar yüzünden Astennu gruptan atildi ve yerine Norveç black metal müziginin önemli gitaristlerinden Galder geldi. Bu degisikliklerden bir süre sonra ayni yilin sonbaharinda Isveç’teki Fredman Stüdyosu’na girdiler (At The Gates, In Flames, Dark Tranquillity gibi topluluklar burada kayit yapmislardir.). Ve yine oldukça kaliteli bir isle dinleyenlerinin karsisina çiktilar: "Puritanical Euphoric Misanthropia". Ürkütücü atmosferiyle hayranlarini kendilerinden geçiren bu albüm, büyük bir kesime göre Dimmu Borgir’in o güne kadarki en iyi albüm çalismasiydi. Sarki yazma isi en yüksek noktaya ulasmisti artik. "Blessings Upon The Throne Of Tyranny", "Kings Of The Carnival Creation", "The Mealstrom Mephisto" ve "Architecture Of A Genocidal Nature" parçalari bu açidan özellikle dikkat çeken çalismalardi.
Bazi parçalari Göteborg Senfoni Orkestrasi'yla kaydetmislerdi. Sonuç; mükemmel gitar isleri ve dinamik klavyeler... Nick Barker, sarkilarda patlamalar yaratmis, basta mükemmelige ulasan Hestnaes çok iyi geri vokal icra etmis, Shagrath’ in korkutucu vokalleri, Dimmu Borgir müzigini zirveye çikarmistir.
Grup, Mart 2001’de yollara düstü ve yüzbinlerce hayranina müthis gösteriler sundu. 2001 sonbaharinda 11 Eylül saldirisi nedeniyle turlarini yarida kestiler. 26 Ekim 2001'de "Alive in Torment" adli canli performans albümlerini çikardilar. Çalismanin içerigini su parçalar olusturdu; "Tormentor of Christian Souls", "The Blazing Monoliths of Defiance", "The Insight and the Catharsis" ve "Puritania and The Maelstrom Mephisto"